26 Aralık 2011 Pazartesi

İyi geceler - Pardon günaydın

Uzun zamandır bu kadar uyanık kalmamıştım. Kaç saat oldu? 20 - 22? Her neyse. Şu anda yaşadığımı hissediyorum. Göz kapaklarım ağrıyor, boynum da öyle. Ufak ufak baş dönmem bile var ama şikayetçi değilim.

Şikayet etmeyi bıraktım. Yaptığım, yapamadığım, istediğim şeyler karşısında söylenmekten vazgeçtim. Çünkü şimdiye kadar hiç işe yaradığını görmedim ki bundan sonra da görebileceğimi sanmıyorum. Kabullenmek hayattaki en zor şeylerden biri belki de ama sonrası en aydınlık olanı. Karanlığın aydınlığı belki de bu. Emin değilim ama rahatlatıcı olduğu kesin.

Durumumun değiştiğini kabullendim, eskiden olan adam olmadığımı, o kadar deli dolu hissetmediğimi kabullendim. Sakarya’da okuduğumu bile kabullendim, sanırım benim için en son aşama buydu.

Şu anda bunu neden veya hangi sebepten dolayı yazıyorum bilmiyorum ama yazıyorum. Yazmasam mutlu olmamın anlamı olmazdı, hissetmesem yazamazdım.

05:51

İyi geceler - Pardon günaydın

21 Aralık 2011 Çarşamba

Sonra İnsan Yıkılıyor

Hayatımdaki en yıkıcı darbeleri hep hayallerimden aldım. 

Düşlerken mükemmel olan her şey sadece orada güzel. Gerçeğe dönüşmüş halleri bir karabasandan farksız çoğu zaman, işler istenildiği gibi gitmezse eğer.

Düşlediğin okul, yaşamak istediğin şehir, sevdiğin kız... Eğer doğru şekilde gerçekleşmeyeceklerse, bırakalım hayallerimizde kalsınlar.

Sırf hayalindekine benzer diye bir şey yapmak en büyük hata. Benzemesi, o olduğu ve senin onu istediğin anlamına gelmiyor çünkü.

Şu anda, hiç düşünmediğim bir şehirde, hiç düşlemediğim bir şekilde okuyorum. Hayalimdeki ve gerçeğin arasındaki tek benzerlik okuyor oluşum sadece.

Hani derler ya; 'Yaşamadan öğrenilmez' diye, bu öyle bir şey. Ancak 'Düşlemekten vazgeçin' demek değil istediğim. Sadece 'Fazla güzel hayaller kurmayın.'

Sonra insan yıkılıyor.